Anadolu Kedisi
  • KEDİ
    • Anadolu Kedisi
    • Kedi Irkları
  • SORUNLU HAYVANLAR
  • YALAN AVCISI
  • PRATİK BİLGİLER
  • BLOG
  • Hakkımızda
    • İletişim
  • English
Anadolu Kedisi
  • KEDİ
    • Anadolu Kedisi
    • Kedi Irkları
  • SORUNLU HAYVANLAR
  • YALAN AVCISI
  • PRATİK BİLGİLER
  • BLOG
  • Hakkımızda
    • İletişim
  • English
PRATİK BİLGİLER

Kuru mama ve diyabet ilişkisi

Anadolu Kedisi Temmuz 6, 2017
yazar Anadolu Kedisi Temmuz 6, 2017

Hayvanlarla alakalı beslenme konusunda yıllardan beri süregelen sorulardan birisi de kediler için kuru mamaların besin değerleri açısından iyi ve potansiyel risk açısından kötü yanları. Diğer diyet biçimlerini savunan insanların öne sürdüğü argümanlardan başlıcası, zorunlu etobur canlılar olan kedilerin bu diyetlerin içeriğindeki karbonhidratları sindirememesi ve bu durumun da diyabet riskini artırması. Kedilerin etobur olması konusunda şüphe yok, bu sebeple bitkisel kaynaklı gıdaların besin değeri açısından ideal olmadığını varsaymak da kabul edilebilir.

Ancak bu konuda, doğada olan her şeyin bir şekilde mükemmel ve ideal olduğunu söyleyen “doğallık safsatası” (Naturalistic Fallacy) da rol oynamakta. Düzgünce hazırlanmış, bitkisel temelli gıdaların kedilerin sağlıklı diyetine katkı sağlayabileceği konusunda kanıtlar bulunsa da, yine de sıkı bir vejetaryen diyetin kedilerin besin değeri açısından tüm ihtiyaçlarını karşılaması pek mümkün değil.

Bu konuda insanların yaygın ve genelde esnek olmayan düşüncelerine karşın, kuru ticari mamaların bu hastalıkta rolü açısından çok az kanıt bulunmakta. 2009 yılında American College of Veterinary Internal Medicine (Amerikan Veteriner Dâhiliye Yüksekokulu) tarafından bu sorun hakkında uzmanlar tarafından yayınlanmış raporda yer alan sonuçlar ise şunlar (1):

1) Beslenmede karbonhidratlar kediler için zorunlu veya gerekli bir öge midir?
Yanıt- Hayır. Gerekli olmadığını gösteren güçlü kanıtlar var. Kedi sütünde bazı basit şekerler bulunmakta ve bu nedenle emziren kedilerin ihtiyacı olabilse de, açık bir eksiklik de ortaya konulmamıştır.

2) Kediler enerji ve besin için karbonhidratları efektif bir şekilde kullanabilirler mi?
Yanıt- Evet. Kanıtlara göre kediler karbonhidratları sindirebilir, absorbe edebilir ve kullanabilirler.

3) Diyette yer alan karbonhidratlar obeziteye yol açar mı?
Yanıt- Hayır. Nerdeyse tüm kedilerde obezitenin nedeni; karbonhidrat, protein ya da yağ gibi hangi formda olduğundan bağımsız şekilde fazla kalori alımıdır. Hatta düşük karbonhidrat içeren gıdaların, eğer yağ oranları fazlaysa obeziteye yol açmaya ihtimali daha yüksektir.

4) Karbonhidratlar diyabetin gelişiminde rol oynar mı?
Yanıt- Ortak görüş rol oynamadığı şeklinde olsa da, araştırmalar oldukça sınırlı ve sonuçlar her zaman paralel değil. Karbonhidratlar risk faktörü olarak rol oynasa da, çok daha önemli bir faktör olan obezitenin gölgesinde kaldığı konusunda fikir birliği sağlanmıştır.

5) Kedi diyetlerinin kontrolünde, karbonhidratça fakir diyetler daha kullanışlı mıdır?
Yanıt- Belki. Kanıtlar yetersiz ve çelişkili, bu sebeple komitede uzlaşma sağlanmamıştır.

Yakın zamanda, kedilerde diyet ile diyabetin potansiyel ilişkisini ortaya koyan bir çalışma yayınlandı (2). Bu çalışmada; kuru diyette yer alan karbonhidratların obeziteyi teşvik ederek, insülin üreten pankreasta strese neden olduğu ve bunun da kedilerde diyabet riskini artırdığı savı ortaya atıldı. Dediğimiz gibi bu savın doğruluğuna ilişkin pek bir kanıt yok, ancak bu yeni çalışma birkaç delil öne sürüyor. Ama her zaman olduğu gibi, bu çalışmanın da artıları ve eksileri var. Bu durum da verilmesi gereken önem ve çıkarılacak sonuçlar üzerinde etkili.

Bu araştırma bir vaka-kontrol çalışması (2). Yani kedilerden oluşan bir veri tabanında (İsveç’te bir sağlık sigortası dahilinde) diyabetli kediler (vakalar) ve onlara diğer açılardan yakın olup diyabet geliştirmeyen diğer kediler (kontroller) belirlenmiş, ve yaşam tarzlarına göre vakalarda kontrollere göre daha çok görülen ortak noktalar araştırılmış. Böylece diyabetin ortaya çıkmasıyla ilişkili faktörlerin belirlenmesi amaçlanmış.

Bu gibi çalışmaların nedensel ilişki kuramayacağı ve önemli olduğunu düşündüğüm bazı hatalara da açık olabildiğini bilmek önemli. Ancak tabii ki hastalık için potansiyel riskleri belirlemede fayda sağlamakta.

Problemlerden ilki, katılan kedi popülasyonu. İsveç’te sağlık sigortasına sahip kediler birçok yönden diğer kedilerden farklı olabilir. Sahip oldukları ortak yönler, örneğin başka bir şehirdeki ev kedileriyle benzeşmeyebilir.

Diğer bir önemli sorun ise verileri oluşturanın tıbbi kayıtlar değil, sahiplerin yanıtları olması. Yani çalışma tamamen sahiplerin kedilerle alakalı gerekli bilgileri doğru hatırlaması üzerine kurulmuş. Ve böylesi konularda hafızalarımızın bizi farklı sebeplerle yanıltabildiği de bilinen bir gerçek. Diyabetli kedilerin sahipleri kedilerinin tıbbi ve beslenme öykülerini, diyabetsiz kedilerin sahiplerinden farklı şekilde hatırlayabilir ve bu durum da veride görülen ilişkilendirmeleri etkileyebilir. Tabii ki yazarlar da bu durumunun farkındalar ve bu sınırlamalardan da açıkça bahsetmişler.

Böylesi kısıtlamalar elbette araştırmayı geçersiz kılmaz. Tüm çalışmalarda bu şekilde kontrol dışı hata kaynakları bulunuyor. Bu nedenle farklı kişiler tarafından, farklı tasarımlar ile araştırma yapılması ve bunlardaki tutarlılık çok önemli. Ancak, değerlendirme sırasında söz konusu hata kaynaklarının da farkında olarak sonuca dahil etmekte fayda var.

Peki, bu çalışmanın sonuçları neler? Yüksek ya da düşük diyabet riski açısından belirlenen birkaç faktör var. Irk, cinsiyet ve kortikosteroid ilaç kullanımı diğer çalışmalarda olduğu gibi bu araştırmada da diyabetle ilişkilendirilmiş. Ancak ilaç kullanımı kedi sahiplerinin hafızalarına dayandığı için, bilgilerin yetersiz olmasının yanı sıra pek güvenilir de diyemiyoruz.

Diyet ve diyabet arasında bir ilişki gösterilse de, oldukça karmaşık olmasının yanı sıra açık da sayılmaz. Kısmi olarak, obezite diyabet konusunda bilinen bir risk faktörü olduğu için, sonuçlar diyetten bağımsız şekilde kedilerin ağırlığına göre değişmekte (ve yine, diyet de vücut ağırlığı da sahiplerin hafıza ve değerlendirmelerine bağlı). Makaledeki örneklerden biri aşağıdaki gibi:

İstatistiksel açıdan değer taşıması için kuru ve yaş mamaları sadece normal kilodaki kedilerde karşılaştırmak gerek. Bazıları yakın olsa da, başka koşullarda da aynı öneme sahip olacağı meçhul. Ancak daha önemli olan soru ise şu: sonuçların ortaya çıkardığı bu model anlamlı mı? Eğer kuru mama diyabet riskini artırıyorsa, bunun tüm ağırlıklarda geçerli olması gerekmez mi? Ya da obezitenin rolü diyete göre çok çok büyük,  bu yüzden de diyet sadece normal kilodaki kedilerde mi gözle görülür bir risk faktörü? Yazarlar bu bulguları akılcı ve tedbirli şekilde ele almışlar ve bu bulguların diğer araştırmalar ışığında düzenlenmesi gerektiğinin de farkındalar.

Genelde tipik bir ticari kuru diyet, tipik bir ıslak diyetten daha çok karbonhidrat içerse de; çalışmamızda kedilere verilen gıdaların makro besin içerikleri bilinmediğinden, sonuçlar dikkatle yorumlanmalıdır. Bir makro besin miktarını, bir başkasına dokunmadan değiştirmek mümkün olmadığı için; araştırmamızda tespit edilen kuru ve yaş gıda farkının, karbonhidrat etkisi yerine protein etkisinden kaynaklanması da mümkündür.

Çalışma aynı zamanda iç ortamda yaşamanın diyabet riskini artırdığına dair de bulgular ortaya koymuş. Ancak bu, karışık durumda birçok faktör içerirken yalnızca biri direk olarak değerlendirilmiş. Diyabette açık şekilde obezite önemli ve eğer ev kedileri obeziteye daha eğimli ise direkt olarak olmasa da bu konuda diyabetle bir ilişki kurulabilir. Ancak bu durumda zayıf tutulan ev kedileri, sırf içeride yaşadıkları için risk altındalar diyemeyiz.

Bu çalışmada kurulan tek ilişki içeride durma ve hareketlilik (ve yine bunlar da sahiplerin sübjektif değerlendirmelerine göre). Normalde çok hareketli olmayan kediler dışarı çıkarılırlarsa diyabet gelişme ihtimali azalmakta, ancak zaten hareketli kedilerde dışarı çıkma ile diyabet arasında bir bağlantı gösterilemedi.

Bu ilginç bir bulgu, ancak risk faktörleri için konu hakkında direk araştırmalar gerektiğinden henüz tamamlanmış sayılmaz. (Ve evde-dışarıda yaşayan kedilerinin ömür ve sağlık karşılaştırmaları da ayrı bir soru. Ev kedilerinde diyabet riski yüksek olsa da, parazit ve travma gibi diğer etkenlerden korundukları için genel olarak daha sağlıklı ve uzun ömürlü olabilmekteler.)

Bazı aşı karşıtı aktivistler, bu çalışma üzerinden aşı ile diyabet arasında da güçlü bir ilişki kuracaklardır. Ancak bu ilişkilendirmeye şüpheyle yaklaşmak için çok neden bulunmakta: kedilerin büyük çoğunluğu aşılı (%93), herhangi bir aşının diyabete yol açabileceği mantıklı bir mekanizma yok (obezite ya da karbonhidrat gibi); ve son olarak da sağlık takibi için kedilerini daha sık veterinere götürenlerin hem aşı yaptırma hem de diyabet tanısı konulma ihtimalleri, kedilerini veterinere götürmeyen veya aşı için ödeme yapmayanlara göre daha yüksek. Bu yanlış bağlantının da bu sebeple kurulmuş olması muhtemel.

Sonuç

Genel anlamda bu çalışma, kedilerde diyabet riskini artırabilecek yaşam tarzı faktörlerini araştırma konusunda bir ön adım. Kuru mamaların risk faktörü olabileceği akla yatkın denilebilir ve bu çalışma bu hipotez hakkında daha kapsamlı bir araştırmanın önem arz edebileceğini de göstermekte. Bununla beraber, çalışmada çok fazla sınırlama ve cevaplanmamış soru olduğu için bu nedensel ilişkiyi kanıtlamada yeterli değil. Araştırma ayrıca aşı ve diyabet arasında da bir ilişki ortaya koyuyor, ancak bu ilişki kesin diyebileceğimiz bir şekilde yanlış. Bu sebeplerden ötürü de sonuçların çok dikkate alınmamasında fayda var.

Yazan: McKenzie B.(2017, 22 Ocak). Evidence Update: Does Dry Food Increase the Risk of Diabetes in Cats?. The SkeptVet

Çeviren: Volkan Tepeler

Düzenleyen: Volkan Tepeler, Anadolu Kedisi 

Fotoğraflar: Deniz Key, Deniz Fikirdanış, Sevgi Baylav

Kaynaklar

Backus, R. C. (2009). Controversy over carbohydrate in diets for cats. In ACVIM Forum 2009 Proceedings, American College of Veterinary Internal Medicine, Lakewood, CO
2. Öhlund, M. Egenvall, A., Fall, T., Hansson‐Hamlin, H., Röcklinsberg, H., & Holst, B. S. (2017). Environmental Risk Factors for Diabetes Mellitus in Cats. Journal of veterinary internal medicine, 31(1), 29-35.

FacebookTwitterPinterestWhatsappEmail
Anadolu Kedisi

İlgili Yazılar

Evde içilen sigara kedilerde kansere yol açıyor!

Yılbaşında kedinizin güvenliği için almanız gereken önlemler

Kedilerde kronik böbrek hastalığı için risk faktörleri

Kedileri yememeleri gereken şeylerden nasıl uzak tutarız?

En güzel kedi isimleri

Hayvanlar da kıskanır mı?

Çoğu zarar: obezite canları çalıyor!

Kapalı ortamlarda kediniz nasıl mutlu ve huzurlu olur

Kediler nankör ve zalim değildir

Editörün Seçimi

  • Tekir kediler hakkındaki yanlış bilinen 9 gerçek

  • Kedilerde doğal ve yapay seçilim

  • Norveç Orman Kedisi nedir? Nasıl ortaya çıktı? İşte gerçek hikayesi!

  • Kedilerin kökeni: kediler nereden geldiler? Neden insanlarla yaşamayı seçtiler?

  • Neden siyah renkli Anadolu kedilerini Bombay diye adlandırmamalıyız

Popüler Yazılar

  • Tekir kediler hakkındaki yanlış bilinen 9 gerçek

  • En güzel kedi isimleri

  • British Shorthair ırkı kedilerin gerçek yüzü

  • Kedileri korkutan 5 şey nedir ve bu korkularının üstesinden gelebilmeleri için onlara nasıl yardım edebiliriz?

  • Kedim neden benden kaçıyor? Benden nefret mi ediyor?

Son Yazılar

  • Pitbull Gerçekleri

  • Fuar veterinerlik işleri ofisinde iyileştirme istiyoruz

  • Köpek durduk yere saldırmaz diyenlere ve sosyal medyada hayvan hakları aktivizmi yapanlara cevap

  • Neden siyah renkli Anadolu kedilerini Bombay diye adlandırmamalıyız

  • Kedilerde doğal ve yapay seçilim

BÜLTENİMİZE KAYDOLUN

Anadolu Kedisi

Anadolu Kedisi; Anadolu kedileri, kedilerin refahı, hayvan hakları, evcil hayvan endüstrisi, başıboş köpek sorunu üzerine çalışan bağımsız bir projedir

  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
  • Pinterest
  • Youtube
  • Email
  • İletişim
  • English

@2020 - All Right Reserved. Designed and Developed by Anadolu Kedisi