Anadolu kedisi nedir? Bu soruya cevap verebilmek için kedilerin genetiğini ve tarihini derinlemesine araştırmamız gerekmektedir.
Bu makalede kedilerin karmaşık ama son derece etkileyici kökenini inceleyeceğiz.
Hangi yaban kedileri Anadolu kedilerinin atasıdır? Kediler gerçekten Mısır’da mı “evcilleşti”?
Kedilerin insanlarla olan eşsiz ilişkisi ne zaman, nerede ve nasıl başladı?
Evcil kedi ve akrabaları
Evcil kedinin tarihini incelemeden önce diğer kedi türleriyle ilişkisini bilmemiz gerekiyor. Dolayısıyla evcil kedinin taksonomisine bakmamız lazım. Taksonomi canlıların bilimsel olarak sınıflandırılmasına denir.
Kedigiller (Felidae) ailesi 39 yaşayan kedi türünden meydana gelmektedir. Bütün bu kedi türleri 10-15 milyon yıl önce yaşamış Pseudaelurus adlı son ortak atadan gelmişlerdir (1).
Şekil 1’de görüldüğü gibi, kediler cins (genus) olarak adlandırdığımız 8 ayrı soya ayrılmıştır. Tüm evcil kedilerin cinsi Felis’tir.
Felis cinsi 3,36 milyon yıl önce ortaya çıkmıştır (2). Kum kedisi, saz kedisi, kara ayaklı kedi, Avrupa yaban kedisi ve evcil kedi yakın akrabaları, Afrika ve Asya yaban kedilerinin hepsi Felis cinsinin bir parçasıdır.
Evcil kedi, Yakın Doğu, Afrika ve Asya’da yaşayan Felis lybica olarak adlandırılan yaban kedisi türünün bir üyesidir.
Felis lybica yaban kedisinin üç alttürü: Asya yaban kedisi (Felis lybica ornata), Güney Afrika yaban kedisi (Felis lybica cafra) ve Yakın Doğu yaban kedisi (Felis lybica lybica) olarak tanımlanmıştır (3). Evcil kedi, Yakın Doğu yaban kedisinden soy almıştır, dolayısıyla evcil kediler taksonomik olarak Felis lybica lybica ismiyle adlandırmalıdır (4, 5).
Taksonomi uzmanları evcil kediyi, Felis lybica lybica ismiyle sınıflandırmayı tüm genetik ve arkeolojik verilere rağmen yok saymışlardır ve bunun yerine ayrı bir tür adını “Felis catus” (eski adıyla Felis silvestris catus) kullanmışlardır (6).
Daha önceki yayınlarda evcil kedi için kullanılan “Felis domesticus” günümüzde geçersiz bir adlandırmadır ve artık kullanılmamaktadır (7).
Neden “evcilleştirme” yerine “ehlileştirme” veya “uysallaştırma” terimini kullanıyoruz?
Antik dönemlerdeki kedileri, daha doğrusu insanlarla yaşamış yaban kedilerini bu makale boyunca “ehlileştirilmiş” veya “uysallaştırılmış” olarak tanımlayacağız. Bu, “evcilleştirme” kelimesini tercih eden birçok yayım yüzünden kulağa alışılmadık gelebilir.
Makalemizin ilk kısmının en önemli noktası kediyle insanın Neolitik dönemdeki ilişkisi olacak ve bu dönemin ötesine nadiren değineceğiz. Bu yüzden insanların kedileri gerçekten evcilleştirip evcilleştirmedikleri, bu bölümde inceleyeceğimiz bir konu değildir.
Zaten o zamanlardaki kedilerin hala yaban kedisi olduğu konusunda hemfikiriz. İnsanlarla yaşayan yaban kedileriyle diğer yabani popülasyonlar arasında herhangi bir izolasyon olmadığından, bu kedilere insanlar tarafından sürekli ve doğrudan seçilim baskısı da uygulanmadığından evcilleştirme yerine ehlileştirme / uysallaştırma teriminin kullanılması daha uygundur.
İlaveten, “evcilleştirme” hakkında mutabık kalınmış tek bir tanım bulunmamaktadır (8, 9). Bilim insanları hala kedinin “evcil” olarak tanımlanmasını veya sınıflandırılmasını tartışmaktadırlar (10, 11, 12). Dolayısıyla evcilleştirme konusunu ikinci kısımda ayrıca inceleyeceğiz.
Kediler ilk kez nerede ehlileştirildi / uysallaştırıldı?
Uzun zamandan beri, kedilerin 4.000 yıl önce Mısır’da evcilleştirildiğine ve dünyanın diğer bölgelerine oradan göç ettiğine inanılıyordu (13). Bu inancın neden devam ettiğini anlamak zor değil. Kediler iyi belgelenmiş dini bir kültün parçasıydı. Antik Mısırlılar pek çok kedi mumyasıyla birlikte evcil kedileri tasvir eden bolca eser bıraktılar. Antik Mısır’da kediler dini ve kültürel açıdan bu kadar önemli olduklarına göre onları ilk “evcilleştiren” Mısırlılar olmalıydı, peki gerçekten öyle miydi?
Arkeoloji ve genetikteki yeni bulgular, evcil kedilerin tarihini yeniden yazıyor.
Kanıtlar gösteriyor ki kedilerin “evcilleşmesi” konusunda Mısır’ın rolü fazlasıyla abartılmıştır.
Kedilerin Mısır veya Çin’de “evcilleştiğine” dair yeterli kanıt yok
Kedileri antik Mısırlıların “evcilleştirdiği” hipotezi popüler olsa da, artık bilim tarafından desteklenmemektedir.
2-3 bin yıllık Mısır mumyaları üzerinde yapılan araştırma, mumyalanmış kedilerin aslında günümüzde Mısır’da yaşayan kedi popülasyonuna çok benzediğini açığa çıkardı. Görünüşe göre Mısır’daki evcil kediler başka bir yerde çoktan uysallaştırılmıştı (14).
İnsan ve kedi arasındaki ilişkinin yaklaşık 4.000 yıl önce Mısır’da başladığı yaygın bir şekilde kabul edilmekteyken, Hierakonpolis’teki bulgular bu ilişkiyi 2.000 yıl daha erken bir tarihe atmıştır (15).
Başka bir araştırma ise, tanımlanmayan türdeki kedilerin Çin’de Quanhucun’daki 5.300 yıllık tarım köyünde ortaya çıktığını gösterir. Bu kediler depolanmış tahılları yiyen kemirgenlerle besleniyordu (16).
Bazı kaynaklar bu çalışmayı kedilerin Çin’de evcilleştirildiklerine dair kanıt olarak yorumladı (17). Oysa Çin’deki durum evcilleştirme değil, kedilerle insanlar arasındaki kommensal yaşamdı (18). Dolayısıyla bu yorumlama yanlıştı.
Kommensal; birlikte yaşayan iki canlı türünden birinin (kedi veya fare) fayda sağladığı, diğerinin (insan) ise etkilenmediği yaşam biçimidir.
Quanhucun kedilerinin evcilleşmediği açıktı ancak koşullar (köydeki kemirgenlerin bolluğu, insanlara çok yakın bir yerde yaşıyor olmak gibi) bu kedilerin uysallaştırılmasıne/ehlileştirilmesine ön ayak olabilirdi (19).
Ancak bu çalışma, artık evcil kedilerin kökenlerini izlemek için uygun olmayabilir çünkü Çin köylerinden olan kedilerin Pars kedisi türlerine (Prionailurus bengalensis) ait oldukları tespit edildi (20).
Kediler neden insanlarla yaşamayı seçtiler?
Anadolu, en eski yerleşimin ve tarımın başladığı yerdir (21). Bu zamanda birçok hayvan ve bitki evcilleştirildi (22).
En önemli mahsul olan siyez buğdayı da Güney Anadolu’da, Göbekli Tepe yakınındaki Karaca Dağ’da evcilleştirilmişti (23, 43). 12.000 yıllık Göbekli Tepe tapınağı, ilk organize insan toplumunun ve avcı toplayıcılıktan tarıma geçişin kanıtlarını verir (24).
Anadolu’da ilk köylerin ortaya çıkmasından ve insanların tarımla uğraşmaya başlamasından kısa bir süre sonra ev farelerinin (Mus musculus) atalarıyla yaban kedileri bu köylere doğru çekildiler (25).
Tarihin büyük bir bölümünde kediyle insanın ilişkisi kommensaldı: Kediler kemirgenleri avladılar, atıklarla beslendiler ve insanlar da kedilerin varlığını tolere ettiler (10, 21).
Bununla birlikte, kediler yalnızca müsamaha gösterilen taraf olmadılar, aynı zamanda insan yoldaşları olarak değer gördüler.
İnsan ve kedi ilişkisine dair kanıt sağlayan bilinen en eski bulgu, Kıbrıs’ta bir insan mezarlığındaki ~9.500 yıllık kedidir (26). Anadolu’dan gelen ilk çiftçiler yabani kedileri tekneyle adaya getirene kadar Kıbrıs’ta kediler bulunmamaktaydı. (27)
Bu durum kedilerle insanların Anadolu’da 10.000 yıldan uzun zamandır, tarımın başlangıcından beri birlikte yaşadıklarını gösteriyor. Kedinin uysallaştırılması ilk tarım köylerinin ortaya çıkması sırasında olmuştur (10).
Neolitik köylülerin, yerleşim alanlarında dolaşan yaban kedilerini evcilleştirmeye teşebbüs etmiş olmaları pek olası değildir. Ancak yaban kedisinin savunmasızlığı kedi – insan ilişkisinin başlangıç noktası olabilir.
Annesi tarafından terk edilmiş yavru bir kedinin miyavlamasına cevap verip ona bakmaya başlayan bir insan hayal edin. Yavru kedinin şirinliği ve çaresizliği, insanlardaki besleme duygusunu tetikler (28, 29).
Bu geçen yavruların insanlarla erken etkileşime girme fırsatı vardı ve bu etkileşimin devam etmesi durumunda, ehlileşme kaçınılmaz olmaktaydı (30).
Ancak ehlileşme eğilimi evcil kedi ya da F. lybica yaban kedilerine özgü değildir, ayrıca evcil kedilerin uzak akrabaları karakulak, vaşak ve leopar dahil olmak üzere birçok kedi türünde gözlenmiştir (31).
Çin’deki bulgu da Pars kedilerinin (Prionailurus bengalensis) insanlarla ilişkisinin, Anadolu çiftçilerinin başta F. lybica yaban kedileriyle olan ilişkisine oldukça benzediğini kanıtlar (19). Her ne sebeptense, insan ve Pars kedisi ilişkisi devam etmedi.
Evcil kedi ataları için insanlarla yaşamaya adapte olmak çok yararlı bir hayatta kalma stratejisiydi. Uysallaşmış kedilerin sabit yemek kaynağı vardı: Çöplerdeki kalıntıları yiyor ve insanların yerleşim alanlarında yaşayan küçük hayvanları avlıyorlardı. Hatta bazı kedilermuhtemelen insanlar tarafından besleniyordu. Bu da uysal kedi nüfusunun artıp, alanı kısıtlanan yaban kedisini sayıca aşmasına neden oldu. Yine de yaban ve uysal popülasyonlar hiçbir zaman birbirlerinden ayrılmadılar.
Tarihi Anadolu kedisini bulmak
Kıbrıs’ta gömülü bulunan kedi ve insan iskeletleri (26), evcil kedinin kökenini Anadolu’dan aldığını işaret ettiği için oldukça önemli bir keşif sayılmaktadır (Şekil 3 ve 3a).
Kıbrıs’ta gömülü bulunan kedi ve insan iskeletleri (26), evcil kedinin kökenini Anadolu’dan aldığını işaret ettiği için oldukça önemli bir keşif sayılmaktadır (Şekil 3 ve 3a).
Ne yazık ki arkeologlar, Anadolu’da benzer gömülere henüz rastlamadı. Çatalhöyük (32, 33, 34), Hallan Çemi (35), Aşıklı Höyük (4) ve Bademağacı gibi tarihi yerleşim yerlerinde kedi iskeleti parçaları bulunduysa da bu kedilerin uysal mı yoksa yabani mi oldukları bilinmemektedir.
Yapılan araştırma, en büyük Neolitik yerleşimlerden biri olan Çatalhöyük’teki yerlilerinin bu küçük avcıları ve yaban kedilerini memnuniyetle kabul ettiklerini gösteriyor. Çünkü bu hayvanlar fare istilalarına oldukça etkiliydi (33, 36).
Buna rağmen, Çatalhöyük ve diğer yerleşim yerlerine rastgele dağılmış kedi kalıntıları, kedi ve insan bağlantısıyla ilgili herhangi bir fikir vermemektedir.
Bazı yaban kedileri, insanlara arkadaşlık etmiş olabilir, fakat bu ilişkiyle ilgili hiçbir kanıt bulunmamaktadır. Kedi kalıntıları ve hatta gömüleri, yerleşim yerlerinin dışında bulunabildiği için çoğu zaman arkeologların gözünden kaçmaktadır (37).
Neolitik Çağ’ın Anadolu bölgesine ait sanat eserlerinde kedi sembolizmine sıklıkla rastlanmaktadır (38). Çatalhöyük ve Hacılar’daki kadın figürlerinin yanında, leopar ve aslan gibi kedigiller de görülmektedir. 7.500 yıllık Hacılar örneğinde elinde evcil kediyi andıran bir hayvan tutan kadın figürü ve benzeri diğer figürler (Şekil 5) de evcil kedinin atalarını tasvir ediyor olabilir (Şekil 4).
Bir diğer örnek Çatalhöyük’teki yaklaşık 8.500 yıllık kil başıdır (Şekil 5, soldaki). Çatalhöyük Research Project (Çatalhöyük Araştırma Projesi) kazı başkanı arkeolog Prof. Dr. Ian Hodder, bu figürü bir çeşit kedi olarak betimlemiştir (39).
En dikkat çekici bulgu Kıbrıs’ın güneyindeki Shillourokambos kazı alanında bulunan, kedi kafası şeklindeki yaklaşık 10.000 yıllık kıvrımlı baştır (Şekil 5, sağdaki; 40).
Araştırmalar Anadolu’nun muhtemelen kedilerin anavatanı olduğunu doğruluyor
Arkeolojik kanıtlar kedilerin ilk kez nerede evcilleştiğini belirlemek için tek başına yeterli değildir.
Günümüz kedi popülasyonları üzerinde yapılan genetik araştırmalar, evcil kedi soyunun tek bir yaban kedisi türünden ortaya çıktığını kanıtlamıştır ve bu yaban kedisinin de “Yakın Doğu” olarak tanımlanan bölge civarında yaşadığı bilinmektedir (5).
Evcil kedinin atalarının tam olarak nereden geldiğini öğrenmek için, antik DNA’yı araştırmamız gerekmektedir.
Peki, antik DNA nedir? Antik DNA, antik yerleşim yeri ve kentlerde keşfedilmiş kedi kemikleri gibi kalıntılardan elde edilen DNA’dır.
Ottoni ve ark., 2017 yılında yaptıkları araştırmada Aşıklı höyük, Bademağacı gibi neolitik ve Sagalassos, Demirci Höyük gibi daha geç dönem yerleşim bölgelerindeki kedi kalıntılarından mitokondriyal DNA elde etmişlerdir. Bu çalışmada incelenen en eski kedi örneği Aşıklı Höyük’teki yaklaşık 10.000 yıllık kediye aittir.
Başlıca analizler ise bize bu bölgelerdeki kedilerin Felis lybica lybica türüne ait olduğunu göstermiştir (4). Bu durum, lybica yaban kedilerinin Anadolu’da bulunamayacağına inanan çoğunluk için sürpriz sayılabilir. Ancak anlaşılan o ki çiftçilerin Anadolu’ya vardığı sırada, lybica yaban kedileri çoktandır bu coğrafyada yaşam sürmüş, hatta Balkanlar ve Kafkaslar’a kadar da uzanmıştır.
Kedileri uysallaştırmanın ilk adımları gerçekten de Anadolu’da atılmıştır.
Felis lybica yaban kedilerinin Klad A ve B olarak sınıflanan ana soylarının çıkış noktaları Anadolu Bölgesi’dir ve söz konusu sınıflar en eski ata olarak kabul görmektedir (Şekil 6).
Çalışma hakkındaki detaylı analizimizi okumak için aşağıdaki görsele tıklayınız:
Klad C ise daha yakın zamanlarda, MÖ 8. yüzyıl civarlarında elde edilmiştir. Bu soy, Yunanlıların ve Romalıların yayılışı ile ilişkilendirilmiştir. Araştırmacılar Klad C’nin Mısır’dan gelmiş olma ihtimali üzerinde dursalar da, yüklü miktarda kedinin dışarıdan getirilmesi muhtemel görünmemektedir.
Bu soyun daha önce Anadolu’da mevcut olduğu ve Güneydoğu Anadolu ve Kuzey Suriye’den gelen kedilerin örneklerinde saptanabileceği düşünülmektedir (bu bölgelerden alınan örnekler bir çalışmaya dahil edilmemiştir).
Bilimsel kanıtlar oldukça sınırlı olduğundan daha fazla örneğe ve gelişmiş genom analizine ihtiyaç duyulmaktadır.
Görünen o ki, kediler Mısır’a Anadolu’dan ulaşmıştır: Klad A Afrika boyunca kediler arasında bulunabilmektedir.
Lybica’nın diğer ufak nesilleri ise (Klad D ve E) yabani popülasyonlarla karışarak oldukça yakın zamanlarda dâhil olmuştur. Şaşırtıcı bir biçimde, Asya yaban kedisi F. l. ornata da, evcil kedilerin genetik tarihine katılmayı başarmıştır (4, 41). Araştırmalar; Asya yaban kedilerinin Yakın Doğu ve Avrupa ticaret yollarıyla getirilip, yerel yaban kedilerle melezlendirildiğini ileri sürmektedir (4).
Evcil kedinin kökenine dair araştırmalar hala devam etmektedir ve belki de beklenmeyen bazı bulgular ortaya çıkacaktır. Araştırma projesi arkeozoolog Wim Van Neer öncülüğünde sürmektedir. Bu defa antik ve modern kedilerin genomunun tamamı incelenecek, dolayısıyla sonuçların daha güvenilir ve eksiksiz olması beklenmektedir.
Yeni çalışmada Çatalhöyük’ten 10 kedi örneğine yer verilmesi de planlanmaktadır (42). Bu çalışma belki de Klad C’nin kökenini öğrenmemize yardımcı olacak ve evcil kedi tarihi hakkındaki mevcut bilgilerimizi genişletecektir.
Son söz:
“Neolitik devrim” hem insan hem de kedi tarihine köklü değişimler getirdi. Hayvanların evcilleştirilmesi ve tarımın başlaması, daha sonra ilk tarım köylerine dönüşecek olan yerleşik toplulukların ortaya çıkmasına neden oldu. Bu değişimler insan-kedi ilişkisinin gelişimi için fırsat yarattı. Araştırmaya göre, yaban kedisi F. l. lybica 10 bin yıl kadar önce Anadolu’daki tarım toplumlarında görülmeye başladığında evcil kedi insanlarla bir arada yaşamaya başlamıştı.
Binlerce yıl boyunca, insanlar kedileri kasıtlı olarak evcilleştirmeye çalışmadılar. Kediler genetik açıdan çok fazla değişmemiş olsa da, pek çok kişi hala kedilerin evcilleştirildiğine inanıyor.
Kaynaklar
1. Johnson, W. E., & O’brien, S. J. (1997). Phylogenetic reconstruction of the Felidae using 16S rRNA and NADH-5 mitochondrial genes. Journal of Molecular Evolution, 44(1), S98-S116.
2. Johnson, W. E., Eizirik, E., Pecon-Slattery, J., Murphy, W. J., Antunes, A., Teeling, E., & O’brien, S. J. (2006). The late Miocene radiation of modern Felidae: a genetic assessment. Science, 311(5757), 73-77.
3. Kitchener, A. C., Breitenmoser-Würsten, C., Eizirik, E., Gentry, A., Werdelin, L., Wilting, A., & Yamaguchi, N. (2017). A revised taxonomy of the Felidae: The final report of the Cat Classification Task Force of the IUCN Cat Specialist Group. Cat News.
4. Ottoni, C., Van Neer, W., De Cupere, B., Daligault, J., Guimaraes, S., Peters, J., …& Bălăşescu, A. (2017). The palaeogenetics of cat dispersal in the ancient world. Nature Ecology & Evolution, 1(7), s41559-017.
5. Driscoll, C. A., Menotti-Raymond, M., Roca, A. L., Hupe, K., Johnson, W. E., Geffen, E., … & Yamaguchi, N. (2007). The Near Eastern origin of cat domestication. Science, 317(5837), 519-523.
6. The domestic cat was named “Felis catus” by Linnaeus in 1758, in Systema Naturae (10th edition).
7. Integrated Taxonomic Information System (2008). Felis catus domestica Erxleben,1777.
8. Dobney, K., & Larson, G. (2006). Genetics and animal domestication: new windows on an elusive process. Journal of Zoology, 269(2), 261-271.
9. Russell, N. (2002). The wild side of animal domestication. Society & Animals, 10(3), 285-302.
10. Driscoll, Carlos A., David W. Macdonald, and Stephen J. O’Brien. “From wild animals to domestic pets, an evolutionary view of domestication.” Proceedings of the National Academy of Sciences 106. Supplement 1 (2009): 9971-9978.
11. Bradshaw, J. W. S., Horsfield, G. F., Allen, J. A., & Robinson, I. H. (1999). Feral cats: their role in the population dynamics of Felis catus. Applied Animal Behaviour Science, 65(3), 273-283.
12. Montague et al., 2014, Comparative analysis of the domestic cat genome reveals genetic signatures underlying feline biology and domestication, Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America.
13. Baldwin, J. A. (1975). Notes and speculations on the domestication of the cat in Egypt. Anthropos, (H. 3. /4), 428-448.
14. Kurushima, J. D., Ikram, S., Knudsen, J., Bleiberg, E., Grahn, R. A., & Lyons, L. A. (2012). Cats of the pharaohs: genetic comparison of Egyptian cat mummies to their feline contemporaries. Journal of archaeological science, 39 (10), 3217-3223. “The mitotypes of the cat mummies still exist in the present day populations, allowing modern cats to trace their genealogy to the time of the Pharaohs. Although the first steps in cat domestication might have occurred in Cyprus and the Near East”.
15. Van Neer, W., Linseele, V., Friedman, R., & De Cupere, B. (2014). More evidence for cat taming at the Predynastic elite cemetery of Hierakonpolis (Upper Egypt). Journal of Archaeological Science, 45, 103-111
16. Hu, Y., Hu, S., Wang, W., Wu, X., Marshall, F. B., Chen, X., … & Wang, C. (2014). Earliest evidence for commensal processes of cat domestication. Proceedings of the National Academy of Sciences, 111(1), 116-120.
17. Gerry Everding, Washington University in St. Louis. (2013, December 16). “Cat domestication traced to Chinese farmers 5,300 years ago.”
18. Bar-Oz, G., Weissbrod, L., Tsahar, L. (2014). Cats in recent Chinese study on cat domestication are commensal, not domesticated. Proceedings of the National Academy of Sciences, 111(10), E877.
19. Hu, Y., & Marshall, F. B. (2014). Reply to Bar-Oz et al.: Commensalism and mutualism as early incentives for cat domestication. Proceedings of the National Academy of Sciences, 111(10), E877-E877.
20. Vigne, J. D., Evin, A., Cucchi, T., Dai, L., Yu, C., Hu, S., … & Dobney, K. (2015). Earliest” Domestic” Cats in China Identified as Leopard Cat (Prionailurus bengalensis). PloS one, 11(1), e0147295-e0147295.
21. Benjamin S. Arbuckle, 2012, A Companion to the Archaeology of the Ancient Near East, part 11. Animals in the Ancient World p. 210, editor: D. T. Potts, Wiley-Blackwell.
22. Arbuckle, B. S., Kansa, S. W., Kansa, E., Orton, D., Çakırlar, C., Gourichon, L., … & Buitenhuis, H. (2014). Data sharing reveals complexity in the westward spread of domestic animals across Neolithic Turkey. PLoS One, 9(6), e99845.
23. Heun, M., Haldorsen, S., & Vollan, K. (2008). Reassessing domestication events in the Near East: einkorn and Triticum urartu. Genome, 51(6), 444-451.
24. Schmidt, K., & Wittwar, M. (2012). Göbekli Tepe: a stone age sanctuary in South-Eastern Anatolia. Ex Oriente eV.
25. Jones, E. P., Eager, H. M., Gabriel, S. I., Jóhannesdóttir, F., & Searle, J. B. (2013). Genetic tracking of mice and other bioproxies to infer human history. Trends in Genetics, 29(5), 298-308.
26.Vigne, J. D., Guilaine, J., Debue, K., Haye, L., & Gérard, P. (2004). Early taming of the cat in Cyprus. Science, 304 (5668), 259-259.
27. Vigne, J. D., Zazzo, A., Cucchi, T., Carrère, I., Briois, F., & Guilaine, J. (2014). The transportation of mammals to Cyprus sheds light on early voyaging and boats in the Mediterranean Sea. Eurasian Prehistory, 10(1-2), 157-176.
28. McComb, K., Taylor, A. M., Wilson, C., & Charlton, B. D. (2009). The cry embedded within the purr. Current Biology, 19 (13), R507-R508.
29. Little, A. C. (2012). Manipulation of infant‐like traits affects perceived cuteness of infant, adult and cat faces. Ethology, 118(8), 775-782.
30. Lowe, S. E., & Bradshaw, J. W. (2002). Responses of pet cats to being held by an unfamiliar person, from weaning to three years of age. Anthrozoös, 15(1), 69-79
31. Cameron-Beaumont, C., Lowe, S. E., & Bradshaw, J. W. S., 2002, Evidence suggesting preadaptation to domestication throughout the small Felidae. Biological Journal of the Linnean Society, 75 (3), 361 – 366.
32. Russell, N. & Martin, L. (2005) The Çatalhöyük mammal remains. In Hodder, I. (Ed.) Inhabiting Çatalhöyük: Reports from the 1995-1999 Seasons. Cambridge, McDonald Institute for Archaeological Research.
33. Jenkins, E., & Yeomans, L. M. (2013). The Catalhoyuk Microfauna. In I. Hodder (Ed.), Humans and Landscapes of Catalhoyuk: Reports from the 2000-2008 Seasons. (pp. 259-269). Chapter 12.London: British Institute of Archaeology in Ankara. (Catalhoyuk Project (Series), Vol. 8). (Monograph (British Institute of Archaeology at Ankara), Vol. 47). (Monumenta Archaeologica, Vol. 30).
34. Russell, N., & Martin, L. (1995). The Çatalhöyük mammal remains. Inhabiting Çatalhöyük: reports from the, 1999, 33-98.
35. Starkovich BM, Stiner MC. 2009. Hallan Çemi Tepesi: High-ranked game exploitation alongside intensive seed processing at the Epipaleolithic-Neolithic transition in Southeastern Turkey. Anthropozoologica 44(1): 41-61
36. Jenkins, E. L., 2012. Mice, scats and burials: unusual concentrations of microfauna found in human burials at the Neolithic site of Catalhoyuk, Central Anatolia. Journal of Social Archaeology, 12 (3), 380 – 403.
37. Lentacker, A., & Cupere, B. D. (1994). Domestication of the cat and reflexions on the scarcity of finds in archaeological contexts. Colloques d’Histoire des Connaissances Zoologiques (Belgium).
38. Voigt, M. (2007). The splendour of women: late Neolithic images from Central Anatolia. Material beginnings: a global prehistory of figurative representation, 151-169.
39. Hodder I. (2015). 2015 Season Review. Çatalhöyük 2015 Archive Report. Chapter 1. pp. 8-12. Çatalhöyük Research Project.
40. Guilaine, J. (2000). Tête sculptée dans le Néolithique pré-céramique de Shillourokambos (Parekklisha, Chypre). Paléorient, 137-142.
41. Agnarsson, I., Kuntner, M., & May-Collado, L. J. (2010). Dogs, cats, and kin: a molecular species-level phylogeny of Carnivora. Molecular phylogenetics and evolution, 54(3), 726-745.
42. Pawłowska K., Wolfhagen J., García-Díaz V. (2017). Faunal Remains from the GDN Area. Chapter 7, pp. 151-158. Çatalhöyük 2017 Archive Report. Çatalhöyük Research Project.
43. Manfred Heun, Ralf Schäfer-Pregl, Dieter Klawan, Renato Castagna, Monica Accerbi, Basilio Borghi, and Francesco Salamini, 1997, Site of Einkorn Wheat Domestication Identified by DNA Fingerprinting, Science 14 November: 278 (5341), 1312-1314.