Kediler, dört ayaklı arkadaşlarımızdan çok daha fazlası. Yapılan yeni bir araştırmada, kürklü arkadaşlarımızın, “İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü” (Human immunodeficiency virus – HIV) için yeni ilaçların geliştirilmesine de yardımcı olabileceği açıklanıyor.
Kedilere bulaşan “Kedi Bağışıklık Yetmezliği Virüsü” (Feline immunodeficiency virus – FIV), insan bağışıklık yetmezliği virüsü için gizli bir çare barındırıyor olabilir. İsrail’in Haifa şehrinde bulunan İsrail Teknoloji Enstitüsündeki bilim insanları, kedi bağışıklık yetmezliği virüsünde yer alan özel bir proteinin 3 boyutlu yapısını çözdüler. Bu durum, ilaçlara karşı dayanıklı olan HIV-1’in üstesinden gelebilecek yeni ilaçlar geliştirmeye kapı aralayabilir.
HIV, vücudun T hücrelerine saldıran bir virüs. Bu T hücreleri, enfeksiyon ve hastalıkları def etmemize yardımcı olan bağışıklık hücreleri. HIV-1 ise en yaygın olan HIV suşu konumunda ve bütün vakaların yaklaşık yüzde 95’inden sorumlu.
Dünya Sağlık Örgütüne (WHO) göre, dünya çapında HIV/AIDS ile yaşayan yaklaşık 7 milyoninsan bulunuyor. Türkiye’de ise 2016 yılında 1.734 vaka kayıtlıydı.
AIDS, HIV virüsünün sebep olduğu sağlık durumuna verilen isim. HIV’in bulaşması AIDS’e yol açabiliyor ancak HIV sahibi olan pek çok insanda, AIDS belirtileri hayatın sonraki dönemlerinde oluşuyor.
HIV ilk olarak 1980’lerde ortaya çıktığında, virüs konusunda kayda değer bir korku ve utanç bulunuyordu; bilim insanları HIV hakkında çok az şey biliyorlardı ve virüsün hiçbir tedavisi yoktu. Ancak şimdi işler değişti; HIV’i olan bir insan, retrovirüs karşıtı ilaçlar sayesinde uzun ve sağlıklı bir hayat yaşayabiliyor.
Bu ilaçlar, kandaki HIV seviyelerini azaltarak çalışıyor. Virüs o kadar azalıyor ki, tespit bile edilemeyebiliyor. Budurum, virüsün bir insanın sağlığını etkilemediği ve diğer bireylere geçemediği anlamına geliyor.
Ancak, HIV’i olan ve retrovirüs karşıtı ilaçlar alan bütün insanlardaki virüsler tespit edilemeyecek kadar azalmıyor ve bazı HIV’li bireyler bu ilaçlara karşı direnç oluşturabiliyorlar.
Bu yüzden bilim insanları, HIV için yeni ilaçlar geliştirmeye çalışıyorlar. Araştırmacılar Alian ve Dr. Galilee, kedilerin bu ihtiyacı karşılamaya yardımcı olabileceğini düşünüyorlar.
HIV ve FIV: Aralarındaki bağlantı ne?
FIV, HIV’e benziyor; bir kedinin bağışıklık sistemine saldırıyor ve onu enfeksiyona karşı müsait hale getiriyor. FIV ve HIV aynı virüs grubuna ait olsa da, FIV insanlara geçemiyor.
Görüntü, kedi bağışıklık yetmezliği virüsünün yapısını gösteriyor
Alian ve Dr. Galilee, bu son çalışmada “ters transkriptaz” olarak adlandırılan bir proteine odaklandılar. FIV ve HIV’de bu protein, virüsün RNA genomunu DNA’ya “kopyalayabiliyor”. Bu DNA daha sonra konak canlının genomuna “naklediliyor” ve canlının hücrelerinin virüsü çoğaltmasına sebep oluyor.
Kedi bağışıklık yetmezliği virüsünün “ters transkriptaz” proteini, HIV tedavisi için kullanılan retrovirüs karşıtı ilaçlara dayanıklı durumda.
HIV’in de FIV gibi bu ilaçlara karşı aynı şekilde direnç oluşturabileceğine yönelik bir endişe bulunuyor ancak, eğer böyle bir şey olursa, yeni çalışmanın bulguları bu konuda bir cevap bulmuş olabilir.
Araştırmacılar elde ettikleri bulguların, FIV ve HIV ile savaşta yardımcı olabilecek etkili tedavilere yol açabileceklerini söylüyorlar. Bu durumdan hem insanlar hem de kediler faydalanabilir.
Yazar: Whiteman H., (2018, 22 Mart). How cats could help to treat HIV. Medical News Today.
Çeviren: Ozan Zaloğlu
Ana referans: Galilee, M., & Alian, A. (2018). The structure of FIV reverse transcriptase and its implications for non-nucleoside inhibitor resistance. PLoS pathogens, 14(1), e1006849.