Kedilerin insanlarla olan etkileşiminden ne anlıyoruz?
İnsan İşaretlerine Duyarlılık
Kediler insanlarla çok zaman harcadığı için, onların belli bir dereceye kadar insan işaretlerini fark etmelerini bekleriz. Fakat bir kedi insanı olan herkes, kedilerin her zaman olmalarını istediğimiz kadar duyarlı olmadıklarını bilir.
Bizlerle beraber yaşayan bu hayvanlarla sıklıkla etkileşime geçmeye çalıştığımız bir yol, nesneleri işaret ederektir. Bunun, hayvan dostlarımızdan çok bizim sınırlamalarımızı göstermesi olasıdır, çünkü işaret etmek özellikle insanların iletişim aracıdır; fakat 2005 yılında Miklosi et al. tarafından yapılan bir çalışma, aslında kedilerin yemek bulmak için insan jestlerini anlayabildiklerini kanıtlamıştır.
Ayrıca araştırmacılar, kedilerin bir işi çözemeyecek durumda olduklarında herhangi bir yardım için insanlara yönelip yönelmediğini de inceledi. İnceleme sonucunda yönelmedikleri gözlemlendi.
Bir diğer çalışma, kedilerin güvensiz oldukları belli durumlarda insanlara yönelip yönelmediklerini anlamak için ele alındı. Bu “sosyal referans”, hem çocuklar hem yetişkinler olarak bizlerinde yaptığı bir şeydir. Örneğin; bir palyaço ilk başta korkutucu görünebilir ama diğer herkes iyi vakit geçiriyorsa, bunun korkulacak bir durum olmadığını çabucak anlayabiliriz (Tabi ki her zaman istisnalar vardır). Kedilerin de bunu yapıp yapmadığını anlamak için araştırmacılar, kedilere muhtemelen onları korkutacak olan flamalı vantilatörler gösterdi. Kedi, sahibiyle beraber bir odaya getirildi ve vantilatörler çalıştırıldı. Kedinin sahibine ya vantilatörden korkmuş gibi ya da mutlu ve rahatmış gibi davranması söylendi. Araştırmacılar çoğu kedinin (%79), sahiplerinin davranışlarını ölçüp biçermişçesine sahiplerine ve vantilatörlere baktığını anladı. Ayrıca kediler, sahipleriyle daha çok etkileşimde oldukları kadar sahipleri korkmuş gibi göründüğünde, vantilatörlerden meyilli olarak sahiplerinin duygusal tepkilerine de yanıt vermiş oldular. Açıklaması zor fakat yazarlar, kedilerin sahiplerinden güvence aradığını öne sürüyor.
İster inanın ister inanmayın, kediler sahiplerinin ruhsal durumlarına karşılık veriyor
Başka bir çalışma, kedilerin üzgün hisseden insanlara daha az ve dışa dönük, heyecanlı insanlara daha çok yanaşarak insanların ruh hallerine duyarlı olduklarını gösterdi. Fakat neden böyle olduğu belli değil.
İnsan Sesini Tanıma
2013 yılında, Saito ve Shinozuka adlı iki araştırmacı; kedilerin sahiplerinin seslerini ayırt edebildiğini kanıtladı. Bunu sınamak için, araştırmacılar kedilere hem sahiplerinin onlara seslendiği hem de başka insanların onların isimlerini söylediği ses kayıtları dinlettirdiler. Kediler en çok sahiplerinin seslenmelerine yanıt verdi. Bu yanıt çoğunlukla bir köpekte gördüğümüz sese doğru yürümeden çok kedinin kulaklarını ve kafasını sese doğru yöneltmesi olarak görüldü.
Sesli İletişim
Yetişkin kediler aşağı yukarı 16 farklı seslendirme türüne sahipken, yavru kediler yaklaşık olarak 9 farklı sese sahiptir. Şaşırtıcı bir şekilde evcil ve yabani kedilerin sesleri birbirlerinden farklıdır; bu da, insanlarla olan ilişkilerinin kedilerin “konuşma şeklini” etkilediği anlamına gelir. Muhtemelen en çok bilinen kedi seslerinden biri mırlamadır. Kediler sadece insanlar tarafından sevildiklerinde mırlamazlar, mırlamayı birbirleriyle ve yavrularıyla etkileşime geçerken de kullanırlar. Dahası kediler seslendirmelerinin anlamlarında değişiklik yapmak için mırlamalarını değiştirirler. Örneğin, sahiplerinden yemek istediklerinde, mırlamaları daha çok istikrarlı ve daha az keyifli olacak şekilde değişir (McComb et al. 2009). Yemek istediklerinde, yüksek bir frekanstaki miyavlama, daha alçak aralıklı bir mırlamanın içinde yer alır. Fakat bu yemek talebi çağrısının, kedilerin insanlarla olan ilişkisine özel olması ya da bu çağrıyı diğer durumlarda kullanıp kullanmadıkları hala bilinmezliğini koruyor.
Sahibe Bağlılık
2007’ de Edwards et al. genellikle “ Ainsworth Yabancı Durum Deneyi” olarak adlandırılan bir testi, kedilerin rastgele insanlardan daha çok sahiplerine bağlı olup olmadıklarını sınamak için uyguladı. Bu testte, öncelikli olarak kedi bir odaya konuluyor, daha sonra yalnız olmayı, sahibiyle beraber olmayı ve tanımadığı bir insanla beraber olmayı tecrübe ediyor. Araştırmacılar kedilerin, yabancılardan daha çok sahipleriyle ilgilenmek için vakit harcadığı sonucuna varıyorlar. Ayrıca bu kediler sadece sahipleriyle oynayıp onların hareketlerini izliyorlar. Yabancılarla kıyaslandığında, kediler sahipleri odadayken daha çok geziniyor ve meraklı oluyorlar. Hem yalnızken hem de bir yabancıyla beraberken genellikle daha dikkatli ve tetikte bir şekilde kapının hemen yanında oturuyorlar. Yalnızken daha çok ses çıkarıyorlar ( diğer iki durumla karşılaştırıldığında). Bu yüzden kedilerin, muhtemelen sahiplerini tanımanın verdiği rahatlıkla, rastgele veya yabancı insanlardan çok sahiplerine bağlılık gösterdikleri gözlemlendi.
Kedilerin, sahiplerine bağlılık hissettiklerine dair bir diğer işaret ise olan ayrılık kaygısıdır. Sahiplerinden ayrıldıklarında, uygunsuz bölgelere işeme ve dışkılama, yüksek sesle miyavlama, etrafa zarar verme ve aşırı temizlenme gibi stres davranışları göstermeye daha meyilli olurlar.
Kedilerin kavraması üzerine yapılan çalışmalar, bu anlaması güç ev arkadaşlarımızın bazı yeteneklerini aydınlatmada yardımcı olsa da, hala anlayamadığımız birçok kedi davranışı varlığını sürdürmektedir. Kedilerin davranışlarının mükemmel bir şekilde anlaşılması ve bizim bu konu üzerindeki etkimiz, insan-kedi ilişkisinde, kedilerin refahında ve sonuç olarak barınaklara kapatılan ya da ötenazi yapılan kedi sayısında olumlu bir gelişme sağlayacaktır.
Yazar: Felicity, M. (2016, 30 Mart). What We Understand about Cats and What They Understand about Us. Scientific American.
Çevirmen: Aydan Ayaz
Ana Referans
Shreve, K. R. V., & Udell, M. A. (2015). What’s inside your cat’s head? A review of cat (Felis silvestris catus) cognition research past, present and future. Animal cognition, 18, 1195-1206.
Kaynaklar
Edwards, C., Heiblum, M., Tejeda, A., & Galindo, F. (2007). Experimental evaluation of attachment behaviors in owned cats. Journal of Veterinary Behavior: Clinical Applications and Research, 2, 119-125.
McComb K, Taylor AM, Wilson C, Charlton BD (2009) The cry embedded within the purr. Current Biology 19, R507–R508.
Miklósi, Á., Pongrácz, P., Lakatos, G., Topál, J., & Csányi, V. (2005). A comparative study of the use of visual communicative signals in interactions between dogs (Canis familiaris) and humans and cats (Felis catus) and humans. Journal of Comparative Psychology, 119, 179.
Saito, A., & Shinozuka, K. (2013). Vocal recognition of owners by domestic cats (Felis catus). Animal cognition, 16, 685-690.