Anadolu Kedisi
  • KEDİ
    • Anadolu Kedisi
    • Kedi Irkları
  • SORUNLU HAYVANLAR
  • YALAN AVCISI
  • PRATİK BİLGİLER
  • BLOG
  • Hakkımızda
    • İletişim
  • English
Anadolu Kedisi
  • KEDİ
    • Anadolu Kedisi
    • Kedi Irkları
  • SORUNLU HAYVANLAR
  • YALAN AVCISI
  • PRATİK BİLGİLER
  • BLOG
  • Hakkımızda
    • İletişim
  • English
BLOG

Hayvanlara eziyet eden çocukların geçmişlerinde istismara uğramış olma olasılıkları daha yüksek

Anadolu Kedisi Ağustos 28, 2018
yazar Anadolu Kedisi Ağustos 28, 2018

Hayvanlara eziyet eden çocuklar geleceğin seri katilleri olmaya aday değiller, ancak bir çoğu istismar kurbanı olabilir!

Eğer çocukların hayvanlara eziyet etme ve onları öldürme davranışlarının altında yatan nedenleri belirlemeyi reddedersek, o zaman çocuklar tarafından gerçekleştirilen hayvanlara yönelik istismarı önlemenin de yollarını asla bulamayacağız demektir.

Medyada tıpkı Dr. Nevzat Alkan‘ın yaptığı gibi (ki beyanları dikkate alındığında, konu ile ilişkili araştırmaları gözden geçirmemiş olduğu açıkça anlaşılmaktadır), bu çocukları “geleceğin seri katilleri” ve “sosyopatlar” şeklinde bir kenara itmek oldukça kolaydır (1).

Çocukluk döneminde hayvanlara karşı acımasızlık ile seri katile dönüşme olasılığı arasındaki ilişki kitle medyası tarafından sürekli gündeme getirilmektedir. Ne var ki, bu önerme aslında hatalıbir akıl yürütme temelinde gelişmektedir – hayvanlara eziyet eden bir çocuğun gelecekte bir seri katile dönüşme olasılığı aslında oldukça düşüktür (2).

İşin gerçeği, bu konudaki güncel bir yayının da belirttiği üzere, hayvan istismarcılarının büyük bir kısmı seri katile dönüşmemekle birlikte, aslında çoğunun geçmiş öyküsünde, özellikle de çocukken istismar kurbanı oldukları dikkati çekmektedir (3).

Çocukluk döneminde hayvanlara yönelik eziyet sık olsa da önlenebilir bir durumdur

Çocukluk dönemi içerisindeki bireylerin yaklaşık %44‘ü, bu dönem içerisinde herhangi bir zaman diliminde hayvanlara acımasızca davranmıştır. Oran bu şekilde bildirilmiş olsa da, ebeveynler ile çocuklar eylemin farkında olmadıkları, ya da bunu bildirmek istemedikleri için, gerçek prevalans yani toplumda görülme sıklığı çok daha yüksek olabilir.

“Hayvana yönelik istismarı hangi eylemlerin oluşturduğu ve mevcut tanım içerisine hangi hayvanların dahil edilmesi gerektiği konularında farklı görüşler bulunmaktadır. Örneğin, sadece kedi ve köpek gibi büyük omurgalı evcil hayvanlarla mı sınırlandırılmalı, yoksa kemirgenler veya kuşlar, hatta böcekler gibi daha küçük hayvanlar da mı bu tanımlamaya dahil edilmelidir“ şeklinde araştırmacılar durumu tartışmaya açmaktadırlar (3).

Daha küçük çocuklar açısından bakıldığında, tanımlanan davranışın büyük kısmı etraflarındaki dünyayı keşfetme isteği, hayvan fobisi ile yetersiz bilişsel olgunlaşma süreçlerine atfedilebilir -okul öncesi dönemdeki bir çocuk hayvanların duyguları olduğunu ve onlara oyuncakgibi davranılmaması gerektiğini anlamayabilir-, tabii bu durum henüz bu kavramların onlara öğretilmemiş olduğu kabul edildiğinde geçerli olacaktır.

İlkokul öncesi yaş grubunda istismarın önünü alabilmek için en iyi yol, nasıl başka bir çocuğa vurmak ya da kötü davranmak kabul edilemez bir davranış ise, herhangi bir hayvana vurmak ya da kötü davranmanın da kabul edilemez olacağının çocuğa açıkça anlatılmasıdır. Çocuğun çevresindeki ebeveynleri ile diğer bireyler, hayvanlara karşı nazik, şefkatli ve ilgili olmayı ona öğretmelidirler.

Hayvanlara istismar eden kişiler çocukluk dönemlerinde istismar kurbanı mıdırlar?

On yaş ve üstündeki daha büyük çocuklarda, hayvanlara yönelik acımasızlık, aile içerisinde istismar olasılığının yüksek olduğunu yansıtıyor olabilir, ve çocuğun iyiliği hususunda endişe uyandırmalıdır.

Araştırmalar yaşça daha büyük çocuklardan (5-12 yaş) hayvanlara eziyet etme davranışı gösterenlerin, bu davranışı sergilemeyen akranlarına göre, 3-5 kat daha yüksek olasılıkla çocukluk çağı içerisinde istismara maruz kaldıklarını ortaya koymaktadır.

Yayımlanan araştırmanın sonuçlarına göre, ebeveynleri arasında şiddete tanık olan çocukların hayvanlara eziyet etme riski yaklaşık üç kat artmaktadır. Ve bu artmış risk, her iki cinsiyet açısından da eşit olmaktadır.

Araştırmalardan elde edilen veriler ile kanıtlara göre, kız çocuklar erkeklere göre bu davranışı göstermeye çok daha az eğilimli olmaktadırlar. Ancak hayvanlara yönelik istismar kız çocuklarda görüldüğünde, bu olgularda çocuk istismarı öyküsü çok daha olası olabilir.

Evcil hayvana yönelik istismar (bir kedi ya da köpek) eylemi, daha yaygın bir aile içi istismarsürecini işaret ediyor olabilir – aile içi dinamiklerde evcil hayvanın istismar nesnesi olması, genellikle aile yapısı içerisinde güç ve kontrol sağlamanın bir yolu olarak gündeme gelmektedir.

Geleceğe yönelik çıkarımlar ve önlemler

Hayvanlara yönelik istismar öyküsü olan çocukları “sosyopat” ve “geleceğin seri katili” şeklinde kötülemek ve damgalamak, hayvan istismarına dair anlamlı bir çözüm sağlamayacağıgibi, aksine, mevcut durumu potansiyel olarak daha da şiddetlendirme riskini beraberinde getirebilecektir.

Çocuk istismarı ile hayvan istismarının birbiri ile ilişkili olabileceğinden yola çıkarak, bu nedenle,çocuk istismarını önlemeye yönelik programlara daha fazla zaman ile çaba harcanmalıdır.

Bu alanda yapılan daha eski araştırmalar (4), sosyoekonomik düzeyi düşük ailelerin çocuklarının hayvan istismarı açısından daha fazla risk altında olduğunu göstermiştir; bu nedenle çocuk yoksulluğunu ele alan programlar ile projeleri desteklemek de aynı düzeyde önemli olacaktır.

Yazar: Handan Özek Erkuran

Kaynaklar

Özel, B. (2018, 9 Ağustos). Prof. Dr. Alkan: Çocukken hayvana zarar verenler seri katil olabilir. Hürriyet (DHA).
2. Öztürk, K. (2017, 23 Aralık). Hayvanlara eziyet ve seri katiller. Yalansavar.
3.Lee-Kelland, R., & Finlay, F. (2018). Children who abuse animals: when should you be concerned about child abuse? A review of the literature. Archives of disease in childhood, arch dis child-2018.
4. McEwen, F. S., Moffitt, T. E., & Arseneault, L. (2014). Is childhood cruelty to animals a marker for physical maltreatment in a prospective cohort study of children?. Child abuse & neglect, 38(3), 533-543.

FacebookTwitterPinterestWhatsappEmail
Anadolu Kedisi

İlgili Yazılar

Okullu Anadolu kedisi Tombi’nin öğrencilerle dostluğu

Evlerdeki kedi ve köpeklere mikroçip ve pasaport zorunlu...

İstanbul Radyosu’nun kedisi “Şiş Kebabı” ve hikâyesi

Anaokullarının bahçelerine kurulan kedi hapishaneleri!

Sokaklarda gezen zavallı sfenks kedisi!

96 yaşındaki Zeynep nine, anneleri ölen yavru kedilere...

Evinin yanışını Anadolu kedisine sarılarak gözyaşları içinde izledi

Yaralı kedi için kapı kapı dolaştı

Soğuk havalarda sokaktaki hayvanların sağlığına dair önemli uyarılar

Editörün Seçimi

  • Tekir kediler hakkındaki yanlış bilinen 9 gerçek

  • Kedilerde doğal ve yapay seçilim

  • Norveç Orman Kedisi nedir? Nasıl ortaya çıktı? İşte gerçek hikayesi!

  • Kedilerin kökeni: kediler nereden geldiler? Neden insanlarla yaşamayı seçtiler?

  • Neden siyah renkli Anadolu kedilerini Bombay diye adlandırmamalıyız

Popüler Yazılar

  • Tekir kediler hakkındaki yanlış bilinen 9 gerçek

  • En güzel kedi isimleri

  • British Shorthair ırkı kedilerin gerçek yüzü

  • Kedileri korkutan 5 şey nedir ve bu korkularının üstesinden gelebilmeleri için onlara nasıl yardım edebiliriz?

  • Kedim neden benden kaçıyor? Benden nefret mi ediyor?

Son Yazılar

  • Pitbull Gerçekleri

  • Fuar veterinerlik işleri ofisinde iyileştirme istiyoruz

  • Köpek durduk yere saldırmaz diyenlere ve sosyal medyada hayvan hakları aktivizmi yapanlara cevap

  • Neden siyah renkli Anadolu kedilerini Bombay diye adlandırmamalıyız

  • Kedilerde doğal ve yapay seçilim

BÜLTENİMİZE KAYDOLUN

Anadolu Kedisi

Anadolu Kedisi; Anadolu kedileri, kedilerin refahı, hayvan hakları, evcil hayvan endüstrisi, başıboş köpek sorunu üzerine çalışan bağımsız bir projedir

  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
  • Pinterest
  • Youtube
  • Email
  • İletişim
  • English

@2020 - All Right Reserved. Designed and Developed by Anadolu Kedisi