Benim bir hayalim var!
Bundan yüzlerce yıl önce insanlarla bir anlaşma yaptık. Dedik ki “sen beni sev, mamamı ver, kumumu temizle, karnımı kaşı; biz senin erzakını farelerden ve bilimum haşerattan koruruz”. Bu tarihi anlaşma, kaldırımlarda yaşamış ve adaletsizlik ateşiyle yanıp kavrulmuş milyonlarca kedi için, uzun ve zifiri karanlık sevgisiz gecelerini sona erdirecek bir umut ışığı haline gelmişti. Ne yazık ki, bundan yüzlerce yıl sonra bile kediler yeterince kaşınmıyor ve hayatlarını petşopçuluğun ve ayrımcılığın prangalarına mahkûm olarak, sürünerek geçiriyorlar.
Kediler mutfakta, açlık ve merakla kuşatılmış yalnız bir paspasta yaşıyorlar. Hala kendilerini aç ve uykusuz hissedip merak içinde kıvranıyorlar. İşte bu maksatla; bugün, bu utanç verici durumu gözler önüne sermek için miyavlamaya ara verip dile geliyorum.
Bizler, çocuklarımızı kimliklerinden sıyıran ve avcılık güdülerinden koparan “evcil hayvanlarınızı sepette taşıyınız” yazan tabelalar var olduğu müddetçe asla tatmin olmayacağız.
Bizler, Mississippi’deki bir kedi oy veremediği ve New York’taki bir kedi istediği vakitte bağıramayacağına inandığı müddetçe, asla tatmin olmayacağız.
Bizler, adalet sular gibi çağlamadıkça ve haklar gür bir nehir gibi coşmadıkça, katiyen tatmin olamayız ve olamayacağız.
Bugün sana şunu hatırlatıyorum ki kaplan yavrusu, ümitsizlik batağında boğulmayalım. Şu anki açlığımı ve gelecekte de acıkacağımı bilmeme rağmen, hala bir hayalim var benim. Bu hayal, Anadolu kedilerinin rüyalarına kök salmış bir hayaldir.
Bir hayalim var benim…
Gün gelecek, kedi kumları bile, adaletsizliğin ve baskıların ateşiyle bunalmış olan o kedi tuvaleti bile, bir yaş mama tabağına dönüşecek…
Dima Zverev
Bugün bir hayalim var benim…
Evet, bir hayalim var! Gün gelecek, özgürlüğümüzün önünde birer engel olan bütün vadiler yükselecek, bütün dağlar eğilecek, göbeklerimiz kaşınacak ve Yüce Bastet’in şanı yeryüzüne inecek ve bütün canlılar bunu hep birlikte göreceğiz.
Ve bunu başardığımızda, her kasabadan ve köyden, her eyaletten ve kentten özgürlük şarkısının yankısını duyduğumuzda, o gün daha da yakın olacak ve Bastet’in bütün kulları sarılar, siyahlar, beyazlar, griler ve Sametler el ele tutuşarak insanlara göbeklerini kaşıtacaklar.
Sonunda özgürüz!
Şükürler olsun tanrım!
Sonunda hepimiz özgürüz.
Yaşar Koç
Not:1964 yılında Nobel Barış Ödülü almaya hak kazanan aktivist Martin Luther King’in Bir Hayalim Var (I Have a Dream) başlıklı konuşmasından uyarlanmıştır. Sürçülisan edilmişse affola.
Yazar: Sibel İnce
Kapak fotoğrafı: Mert Şenol